12 Ocak 2015 Pazartesi

KAR TATİLİ-EMMANUEL CARRERE



Kar Tatili tesadüfen tanıştığım ama ölüp bittiğim bir kitap oldu. 95 femina ödüllü bu kitap filme çevrilmiş ve 98'de Cannes'da ödül almış.
  Yine bir Fransız yazar. Bana ne oluyor bilmem şu sıralar tesadüf eseri Fransız yazarları okumaya başladım. Genelde Türk ve Amerikan dışına çıkmazdım. Belki birkaç İngiliz. Ama şimdilerde Fransa, Japonya.. Dünya turundayım :) Sanırım kitap zevklerim gelişiyor. Daha önce okuyup sevdiğim kitapları hala seviyorum ama ısınamadığım kitapları tuhaf şekilde beğenmeye başladım. Hayırlısı :)
   Gelelim kar tatiline. İstanbul valimiz sağ olsun üst üste 3 gün kar tatili yapınca bir öğretmen olarak çok sevindim ve bu kitaba başlamak için bir işaret olarak algıladım.
     Bitirdiğimde bu kadar etkilendiğim kitap çok azdır. Son sayfalarda kalbim ağzımda gezdiğim de doğrudur. 13 yaşındaki Nicholas'ın düşünce dünyasındayız bu kitapta. Kendisi pek az asosyal ve içine kapanık. Felaket senaryoları üretip kendine acımayı pek seviyor. Mesela babası ölse ve öğretmeni onu sınıfın içinde acıklı bir yüz ifadesiyle çağırsa. Ona sarılsa ve üzüldüğünü söylese. Arkadaşları ona bulaşmayı bırakıp onlar da acısa belki. Bir iki tanesi teselli cümlesi kurar mesela.
   Hiç düşünmedik mi biz? Belki hala yapıyoruz. Komaya girsek kim başımızda bekler, kim perişan olur ya da ölsek kim ne kadar üzülür? Bunlar  aklımıza getirmediğimiz şeyler değil. İşte Nicholas'ın bu senaryoları zaten kitabı çekici kılan. Bu yüzden bu kadar okunası bu kitap. Final sahnesi ise bir başyapıtta olması gereken türden. Yani tam olarak vahim olayı cümlelere dökmüyor. Ama en acı bir şekilde içinizde hissettiriyor. Bunu becerebilmek dünyanın en zor işi olsa gerek. Bu yüzden bu yazarı niye daha önce duymadım,bu kitabı niye daha önce okumadım,çok şaşırıyorum.
   






Kitap Açıklaması 

Kar Tatili küçücük yüreğinde ince korkular, nice
bastırılmış arzular barındıran, büyüklerin
otoritesi altında ezilmiş, ürkek ve utanç bir
çocuğun, Nicholas'nın öyküsü. Daha hikayenin
başından küçük Nicolas'nın üzerinde bir tehdidin
dolaştığını hissediyoruz, bunu biliyoruz, tıpkı
Nicolas'nın kendi gibi. Nicolas yüreğinin
derinliklerinde bunu hep biliyordu zaten. Kar tatili
sırasında çocukluk korkuları kabusa dönüşecek.
Tehlikenin nereden ve kimden geleceğini bilmesek
de, bir şeylerin olacağının farkındayız. Asla
önüne geçilmeyecek korkunç
şeylerin.

Karton Cilt , 147 sayfa
Doğan Kitap tarafından yayınlandı




Bu korkunç orijinal kapağı koyuyorum ki beni dinleyip kitabı okuyun diye :DDDD

Rüyanıza girsin bu çocuk beni dinlemezseniz :D



GÜNLERİN KÖPÜĞÜ-BORİS VİAN



Okuduğunuz en ilginç kitabı düşünün. Bütün şaşırmalarınızı,kahkahalarınızı,ağlamalarınızı onla çarpın. İşte karşınızda Günlerin Köpüğü !

Fransız yazar Boris Vian'ın hayal gücüne yolculuğa çıkıyorsunuz. Eğer dar kafalı biriyseniz kesinlikle bu kitaptan hiçbir zevk almazsınız. Geleneksel yapıdan ayrılıp yeni tarz bir kitaba hazırım diyorsanız , okuyun. Yoksa kitaba yazık etmeyin. Çünkü bu kitap yüzyılın yazılan en iyi 10. kitabı seçilmiş. Bu kitabı okuduğum 3 gün boyunca 3 gece 3 garip rüya gördüm. Kitapla ayrılmanız mümkün olmuyor çünkü. O dünyaya sizi bir daha aldı mı bitene kadar oradan çıkmanız zor.
   Nasıl anlatabilirim size o dünyayı. İçine girilen tarçınlı şeker kokulu pembe bulutlar iniyor gök yüzünden, çiçekle iyileştirilen hastalıklar ortaya çıkıyor, gittikçe daralıyor evler ,odalar, bir fare yerleri silerken ellerini kanatıyor. 
Hayal gücünüzü hafife alın ve bu kitaba başlayın. Çünkü olabilecek en geniş düş dünyasının içinde bulacaksınız kendinizi. 


Kitap Açıklaması 

-Hayat böyle, dedi Chick.
-Hayır, dedi Colin.


      Yaşamda önemli olan, her şey için bir yargıya varabilmektir. Sonunda kitleler haksız bireyler haklı çıkar. Yaşam kurallarının sayısını azaltmak gerekir, yaşamı sürdürmek için onları izlememize gerek yoktur. Aslolan iki şey vardır: güzel kızlarla aşk, ve New Orleansın ya da Duke Ellingtonun müziği, ikisi de aynı şey. Geri kalan yok olmalı, çünkü geri kalan çirkindir, ileride gelecek olan sayfalara tüm gücünü tamamen gerçek bir öyküden almıştır, çünkü başından sonuna kadar ben hayal ettim. Öykünün düz anlamıyla maddesel olarak ortaya çıkışı, temelde dolambaçlı ve ısıtılmış bir atmosferde bozulmalar ortaya koyarak gerçeğin, düzensiz kıvrılmış bir yüzey üstünde yansıtılmasıyla elde edilmiştir. Görüyorsunuz itiraf edilebilir bir yöntem, eğer bit yöntem varsa.


Karton Cilt , 3. Basım (Çeviri Elif Ertan 2011) , 240 sayfa
2005 tarihinde , E Yayınları tarafından yayınlandı



Filmi de varmış bu tatlış kitabın. Önce kitap diyorum ben çünkü kitabı okuyup ta "bu kitap nasıl filme aktarılmış olabilir acaba ?" diye düşünmek en büyük zevkim şu sıralar. Geciktirdikçe geciktiriyorum izlemeyi. Kitaptan bir iki sahne anımsayıp " vay be filmde nasıl göstermişler" demekten sadistçe bir zevk alıyorum. Eziyet ediyorum ama tatlı bir eziyet :) 

NOEL KEKİNİN GİZEMİ-AGATHA CHRİSTİE



Malum yeni yıl geldi. Yeni listeler... Yeni hedefler...Geçen yıl 75 kitap hedef koymuştum kendime 71 tane okuyabildim. Bu yıl çıtayı yükselttim. Ne kadar büyük olursa hedefim, o kadar çok okurum diye düşündüm. Yani maksat hedefi tamamlamak değil sadece okumak. Baskı yok :)
Yılbaşı sabahı ilk yaptığım calibroma sarılmak oldu. Çıkardım ve Noel Kekinin Gizemi kitabını açtım. Tam da bir yılbaşı sabahı okunacak kitap diye düşünmüştüm. Haklı çıktım.
Küçük hikayelerden oluşan kitabın ilk hikayesi Noel Kekinin Gizemi'ydi. Tüm hikayeler Poirot hikayeleriydi. Okurken her zamanki gibi çok zevk aldım. Agatha Christie'nin akıcı ve basit anlatım tarzını çok seviyorum. İğrenç ayrıntılara girmeden bir cinayet romanı okumak benim için bir lüks ve bu lüksün en büyük nedeni Agatha Christie.
Edebi değer diye yırtınan kitap ırkçıları bence Agatha'nın önünde diz çöksün. Yüzlerce kitabı olan ve yok satan,sevilen,sıkı takip edilen bir yazar Agatha. Ve yazımı öylesine basit öylesine rahat. İspatları yerinde ve süslemesiz olayları aktarımı alkışlatıyor. Çünkü bazı insanlar kitapta illa ağdalı dil beklediğinden, kafamızı karıştıran uzun cümleler istediğinden bu kitabı edebi olarak görmezler sanıyorum. Ama orada bir durun işte Agatha Christie az önce tezinizi çürüttü,aslında birçok yazar gibi. Her yazılan yazının edebi değer taşıdığını,ilgi görsün görmesin her kitabın kendi okuyucusu açısından çok değerli olduğunu söylüyorum ben. Kitap ırkçıları benden uzak dursun. Okuduğu kitaplar daha süslü kelimelerle yazıldı diye kendilerini benden üstün görenler öte gitsin. Çünkü onların hiçbir şey bildiği yok !



Kitap açıklaması:



İngilterenin kırsal kesiminde Noel zamanı bir ev düşünün. Şöminede odunlar çıtır çıtır yanıyor, birbirinden lezzetli yiyecekler konuklara ikram ediliyor. Böyle bir ortamda cinayet işlenebileceği hiç aklınıza gelir mi?
Hercule Poirot'nun yastığının üstüne bırakılan not, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını gösteriyordu. Ta ki karların içinde genç bir kızın cesedi bulunana dek...
Noel Kekinin Gizemindeki altı öyküde, Hercule Poirotnun gizemli cinayetleri çözümlemekte ne denli usta olduğunu görüyoruz.


270 sayfa



KIŞ OKUMA ŞENLİĞİ KAPSAMINDA OKUDUĞUM İLK 5 KİTAP



Bildiğiniz gibi kış okuma şenliği kapsamında 21 Aralık'tan beri bazı kategorilerde kitaplar okuyorum. her 5 kitapta bir yorum yapmayı düşünüyorum. 


1-Adem Ademoğlu'nun tek muzaffer günü- Gökçe İSPİROĞLU-Yitik Ülke Yayınları









Bu kitabı 19. kategori kapsamında okudum. hiç okumadığım Türk kadın bir yazarın kitabı.
Kısa sürede biten ince bir kitaptı. Alıp götüren konusu zaten bizden. Kırmızı Pazartesi'de olduğu gibi ilk sayfada sonuç açıklanıyor. sonrasında da o sonuca giden yolları görüyoruz. Bir Türk bayan yazardan büyük bir eser okuyormuş gibi hissettiren bir kitap okumak güzel bir duyguydu.






2-Noel Kekinin Gizemi-Agatha CHRİSTİE


Benim için yılın ilk kitabıydı.1. kategoride Altın kitap yayın evinden okumamız gereken kitaplar olarak okudum.Bu kitap için ayrı bir yazı yazacağım.



3-En Çok Beni Sev-Julia QUINN



16.kategoriden bir aşk romanı olarak okudum. Favorim Bridgertonları zaten her ay 2 kere okumaya özen gösteriyorum. Hem okuma hızım artıyor hem de çok eğleniyorum.

4-Günlerin Köpüğü- Boris VİAN



13. kategoride beyaz perdeye aktarılmış kitap olarak okudum. bu kitap için de ayrı bir yazı yazacağım.

5-Kar Tatili-Emanuel CARRERE


8.kategoride isminde kış mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen kitap olarak okudum. e kitap olarak okuduğumdan resmi yok. Ocak ayında okuduğumdan ayrı bir yazı yazacağim.