20 Şubat 2015 Cuma

ÖPÜŞÜNDE SAKLI-JULİA QUİNN



Yine benim eğlenceli prensesimden sıcak bir Bridgerton hikayesi daha. Son kızımız Hyacinth bu kitabın baş kahramanı. Artık Bridgertonlara olan sevgimle ilgili fazla şey söylemeyeceğim. Hepsini çok seviyorum. Okumadığım dört kitabı dahi çok seviyorum. Çünkü onlar benim güzel vakit geçirmem için bekliyorlar orada. Sanki antidepresan gibi hem eğlenceli hem komik hem de yüreğinizi derinden etkiliyor.



Sonu belli olan bir aşk hikayesini nasıl hızla ve merakla okurum diyorsanız size Julia Quinn'in kitaplarını öneririm. Hem de sonsuz güvenle. 
  Benim favori kitabım favori Bridgertonımı da içeren Colin'li Rüyalar Gerçek Olsa. Ama bu kitap ta çok güzeldi. Hatta diğer kitaplardan farklı olarak iyi bir dedektiflik hikayesi de araya sıkıştırmış. Onu da belirteyim.





Kitap Açıklaması 


Gareth St. Clair ciddi bir çıkmazdadır. Ondan nefret eden babası St. Clair mülkünü ve mirasını mahvetme yolunda ilerlemektedir. Gareth'ın elindeki tek şey geçmişin sır perdesini kaldırabilecek ve geleceğin anahtarı olan eski bir aile günlüğüdür. Sorun şudur ki günlük İtalyanca kaleme alınmıştır ve genç adam bu dilde tek bir kelime dahi bilmemektedir.

Sosyete bir konuda hemfikirdir: Hyacinth Bridgerton kimselere benzememektedir. İnanılmaz derecede zeki ve açıksözlüdür. Fakat ona dair bir şey çekici ve eziyet verici Gareth'ı nedense etkisi altına alır.

Her yıl düzenlenen Smythe-Smith Müzikali'nde ikilinin yolları kesişir. Hyacinth İtalyancası mükemmel olmasa da ona günlüğü çevirmeyi teklif eder. Fakat gizemli satırları incelerken peşine düştükleri tüm soruların cevabını birbirlerinde bulurlar. Artık hiçbir şey kusursuz tek bir öpücük kadar saf değildir.

"Günümüzün Jane Austen'ı."

-Jill Barnett-

"Tam anlamıyla kusursuz bir hikâyeci."

-Publishers Weekly-




BUNU SEVEN BUNLARI DA SEVER:





ARDINDA BIRAKTIĞIN KADIN-JOJO MOYES

 
 Bu yılın dördüncü kitabı aynı zamanda benim için kış okuma şenliğinde tarihi kurgu kategorisinde okuduğum kitap.

  Jojo Moyes'in okuduğum üçüncü kitabı. Senden önce ben etkileyiciliğine ulaşmış bir kitap olduğunu söyleyebilirim.

     Bu kitabın öncesi olarak gösterilen minik kitap Paris'te Balayı 'nı okuduktan sonra elimi Ardında Bıraktığın Kadın'a atmakta zorladım. Paris'te Balayı ince olduğundan mı bilmiyorum çok yavan ve yeni evli çiftlerin el kitabı tarzında geldi bana. Çabuk bitirmeme rağmen pek beğenmemiştim. İyi ki cesaret edip kapağını açmışım bu kitabın.



    Öncelikle söylemeliyim ki balayı kitabını okumanıza hiç gerek yok. Karakterler aynı olsa da birinci kitaptan tamamen bağımsız daha derin bir konu işleniyor ikinci kitapta.

    Yine kadın Amerikalı yazarlarımızın en sevdiği dram konusu Nazilere karşı yaşam mücadelesi olmasa da yine Almanların Fransa'yı işgal ettiği bir dönem anlatılıyor.
  
    Bu tarz kitapları okumayı sevdiğim için kendimi ayıplamalımıyım bilmiyorum ama kış bahçesi, özgürlük için gibi kitaplar hem uzak durduğum hem de elime alınca bırakamadığım tarzlar arasında.

    Kitapta iki kadın karakterin ayrı ayrı yaşam mücadelesi anlatılıyor. Biri geçmişte biri günümüzde yaşayan bu kadınların bir ortak özelliği var. O da bir tablo. Ve bu tablo etrafında iki kadının tek başına ayakta kalabilme savaşı...

    Yazarın geçmiş zaman karakteri aynı zamanda tablodaki kadın olan Sophie 'yi anlattığı kısımlar çok daha çarpıcıydı. Açıkçası 'işte bu roman çok güzel gidiyor' dediğim anda pat diye durdu ve günümüz karakteri Liv'e geçti. Belki aralıklı olarak iki karakteri işleseydi böyle hayal kırıklığına uğramazdım ama Sophie'ye o kadar alışmış ve o kadar sevmiştim ki Liv  bana biraz yavan,yavaş ve mızmız geldi. Yani Sophie 'nin yaşadığı onca ağır şeyden sonra Liv'in başına gelenleri fazlasıyla büyüttüğünü düşündüm. Daha sonra sırf Sophie'nin akıbeti için okudum kitabı diyebilirim.

    Final ise istenen etkileyicilikte istenen çarpıcılıktaydı. Aslında Sarah Jio'nun Gündüzsefası'nın finalinde yapmaya çalışmış olduğu şeyi Jojo Moyes fazlasıyla başarmış diyebilirim.

 


Kitap Açıklaması 

Ardında bıraktığın kadını hatırlıyor musun?
Paris’te Balayı devam ediyor…
Genç ve güzel Sophie, savaşa giden ressam kocası Édouard’ın yokluğunda ailesini ne pahasına olursa olsun korumaya kararlıdır. Ancak işlettikleri otel bir Alman komutan ile askerlerine hizmet vermek zorunda bırakıldığında huzurlu evleri, korku ve gerilimin yuvası haline gelir. Ve tehlikeli Alman komutan, Sophie’nin büyüleyici tablosuna tutkuyla bakmaya başladığında artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı anlaşılır…
Neredeyse bir yüz yıl sonra Sophie’nin göz alıcı tablosu Liv Halston’ın evinde asılı durmaktadır. Ölen kocasının hediyesi olan bu tablo, Liv için tüm anılarını gömdüğü bir hazine gibidir. Ancak şans eseri tablonun karanlık geçmişi gün yüzüne çıktığında Liv’in hayatı bir kez daha alt üst olmanın eşiğine gelir…
Ardında Bıraktığın Kadın… Ne pahasına olursa olsun sevdikleri için mücadele etmekten asla vazgeçmeyenlerin öyküsü…
“Tatlı acı romanların ustası Jojo Moyes büyük aşk hikâyelerini en karanlık noktalarıyla ele alırken okuyucusuna alışılmış mutlu sonlardan çok daha fazlasını sunuyor.” Entertainment Weekly
“Lezzetli bir olay örgüsü, capcanlı bir hayal gücüyle yaratılan karakterler ve karşı konulmaz aşklar…” USA Today
“Ardında Bıraktığın Kadın yüreğinize büyük bir darbe gibi inecek, baştan çıkarıcı bir roman.” The Washington Post
“Kararlı ve yürekli âşıkların romanı… Son sayfayı çevirine kadar dünyadan koptuğunuzu fark etmeyeceksiniz.” Los Angeles Times
“Hataları, cesaretleri ve tutkularıyla Moyes’in karakterleri sizi bambaşka bir dünyaya davet ediyor.” Library Journal
“Yüz yıllık bir tablonun etrafında canlanan iki ölümsüz aşk hikâyesi… Bu romanı okumak sıradışı bir deneyim olacak.” Booklist
   



YENİ BİR UYGULAMA :)

BUNU SEVEN BUNLARI DA SEVER:





12 Ocak 2015 Pazartesi

KAR TATİLİ-EMMANUEL CARRERE



Kar Tatili tesadüfen tanıştığım ama ölüp bittiğim bir kitap oldu. 95 femina ödüllü bu kitap filme çevrilmiş ve 98'de Cannes'da ödül almış.
  Yine bir Fransız yazar. Bana ne oluyor bilmem şu sıralar tesadüf eseri Fransız yazarları okumaya başladım. Genelde Türk ve Amerikan dışına çıkmazdım. Belki birkaç İngiliz. Ama şimdilerde Fransa, Japonya.. Dünya turundayım :) Sanırım kitap zevklerim gelişiyor. Daha önce okuyup sevdiğim kitapları hala seviyorum ama ısınamadığım kitapları tuhaf şekilde beğenmeye başladım. Hayırlısı :)
   Gelelim kar tatiline. İstanbul valimiz sağ olsun üst üste 3 gün kar tatili yapınca bir öğretmen olarak çok sevindim ve bu kitaba başlamak için bir işaret olarak algıladım.
     Bitirdiğimde bu kadar etkilendiğim kitap çok azdır. Son sayfalarda kalbim ağzımda gezdiğim de doğrudur. 13 yaşındaki Nicholas'ın düşünce dünyasındayız bu kitapta. Kendisi pek az asosyal ve içine kapanık. Felaket senaryoları üretip kendine acımayı pek seviyor. Mesela babası ölse ve öğretmeni onu sınıfın içinde acıklı bir yüz ifadesiyle çağırsa. Ona sarılsa ve üzüldüğünü söylese. Arkadaşları ona bulaşmayı bırakıp onlar da acısa belki. Bir iki tanesi teselli cümlesi kurar mesela.
   Hiç düşünmedik mi biz? Belki hala yapıyoruz. Komaya girsek kim başımızda bekler, kim perişan olur ya da ölsek kim ne kadar üzülür? Bunlar  aklımıza getirmediğimiz şeyler değil. İşte Nicholas'ın bu senaryoları zaten kitabı çekici kılan. Bu yüzden bu kadar okunası bu kitap. Final sahnesi ise bir başyapıtta olması gereken türden. Yani tam olarak vahim olayı cümlelere dökmüyor. Ama en acı bir şekilde içinizde hissettiriyor. Bunu becerebilmek dünyanın en zor işi olsa gerek. Bu yüzden bu yazarı niye daha önce duymadım,bu kitabı niye daha önce okumadım,çok şaşırıyorum.
   






Kitap Açıklaması 

Kar Tatili küçücük yüreğinde ince korkular, nice
bastırılmış arzular barındıran, büyüklerin
otoritesi altında ezilmiş, ürkek ve utanç bir
çocuğun, Nicholas'nın öyküsü. Daha hikayenin
başından küçük Nicolas'nın üzerinde bir tehdidin
dolaştığını hissediyoruz, bunu biliyoruz, tıpkı
Nicolas'nın kendi gibi. Nicolas yüreğinin
derinliklerinde bunu hep biliyordu zaten. Kar tatili
sırasında çocukluk korkuları kabusa dönüşecek.
Tehlikenin nereden ve kimden geleceğini bilmesek
de, bir şeylerin olacağının farkındayız. Asla
önüne geçilmeyecek korkunç
şeylerin.

Karton Cilt , 147 sayfa
Doğan Kitap tarafından yayınlandı




Bu korkunç orijinal kapağı koyuyorum ki beni dinleyip kitabı okuyun diye :DDDD

Rüyanıza girsin bu çocuk beni dinlemezseniz :D



GÜNLERİN KÖPÜĞÜ-BORİS VİAN



Okuduğunuz en ilginç kitabı düşünün. Bütün şaşırmalarınızı,kahkahalarınızı,ağlamalarınızı onla çarpın. İşte karşınızda Günlerin Köpüğü !

Fransız yazar Boris Vian'ın hayal gücüne yolculuğa çıkıyorsunuz. Eğer dar kafalı biriyseniz kesinlikle bu kitaptan hiçbir zevk almazsınız. Geleneksel yapıdan ayrılıp yeni tarz bir kitaba hazırım diyorsanız , okuyun. Yoksa kitaba yazık etmeyin. Çünkü bu kitap yüzyılın yazılan en iyi 10. kitabı seçilmiş. Bu kitabı okuduğum 3 gün boyunca 3 gece 3 garip rüya gördüm. Kitapla ayrılmanız mümkün olmuyor çünkü. O dünyaya sizi bir daha aldı mı bitene kadar oradan çıkmanız zor.
   Nasıl anlatabilirim size o dünyayı. İçine girilen tarçınlı şeker kokulu pembe bulutlar iniyor gök yüzünden, çiçekle iyileştirilen hastalıklar ortaya çıkıyor, gittikçe daralıyor evler ,odalar, bir fare yerleri silerken ellerini kanatıyor. 
Hayal gücünüzü hafife alın ve bu kitaba başlayın. Çünkü olabilecek en geniş düş dünyasının içinde bulacaksınız kendinizi. 


Kitap Açıklaması 

-Hayat böyle, dedi Chick.
-Hayır, dedi Colin.


      Yaşamda önemli olan, her şey için bir yargıya varabilmektir. Sonunda kitleler haksız bireyler haklı çıkar. Yaşam kurallarının sayısını azaltmak gerekir, yaşamı sürdürmek için onları izlememize gerek yoktur. Aslolan iki şey vardır: güzel kızlarla aşk, ve New Orleansın ya da Duke Ellingtonun müziği, ikisi de aynı şey. Geri kalan yok olmalı, çünkü geri kalan çirkindir, ileride gelecek olan sayfalara tüm gücünü tamamen gerçek bir öyküden almıştır, çünkü başından sonuna kadar ben hayal ettim. Öykünün düz anlamıyla maddesel olarak ortaya çıkışı, temelde dolambaçlı ve ısıtılmış bir atmosferde bozulmalar ortaya koyarak gerçeğin, düzensiz kıvrılmış bir yüzey üstünde yansıtılmasıyla elde edilmiştir. Görüyorsunuz itiraf edilebilir bir yöntem, eğer bit yöntem varsa.


Karton Cilt , 3. Basım (Çeviri Elif Ertan 2011) , 240 sayfa
2005 tarihinde , E Yayınları tarafından yayınlandı



Filmi de varmış bu tatlış kitabın. Önce kitap diyorum ben çünkü kitabı okuyup ta "bu kitap nasıl filme aktarılmış olabilir acaba ?" diye düşünmek en büyük zevkim şu sıralar. Geciktirdikçe geciktiriyorum izlemeyi. Kitaptan bir iki sahne anımsayıp " vay be filmde nasıl göstermişler" demekten sadistçe bir zevk alıyorum. Eziyet ediyorum ama tatlı bir eziyet :) 

NOEL KEKİNİN GİZEMİ-AGATHA CHRİSTİE



Malum yeni yıl geldi. Yeni listeler... Yeni hedefler...Geçen yıl 75 kitap hedef koymuştum kendime 71 tane okuyabildim. Bu yıl çıtayı yükselttim. Ne kadar büyük olursa hedefim, o kadar çok okurum diye düşündüm. Yani maksat hedefi tamamlamak değil sadece okumak. Baskı yok :)
Yılbaşı sabahı ilk yaptığım calibroma sarılmak oldu. Çıkardım ve Noel Kekinin Gizemi kitabını açtım. Tam da bir yılbaşı sabahı okunacak kitap diye düşünmüştüm. Haklı çıktım.
Küçük hikayelerden oluşan kitabın ilk hikayesi Noel Kekinin Gizemi'ydi. Tüm hikayeler Poirot hikayeleriydi. Okurken her zamanki gibi çok zevk aldım. Agatha Christie'nin akıcı ve basit anlatım tarzını çok seviyorum. İğrenç ayrıntılara girmeden bir cinayet romanı okumak benim için bir lüks ve bu lüksün en büyük nedeni Agatha Christie.
Edebi değer diye yırtınan kitap ırkçıları bence Agatha'nın önünde diz çöksün. Yüzlerce kitabı olan ve yok satan,sevilen,sıkı takip edilen bir yazar Agatha. Ve yazımı öylesine basit öylesine rahat. İspatları yerinde ve süslemesiz olayları aktarımı alkışlatıyor. Çünkü bazı insanlar kitapta illa ağdalı dil beklediğinden, kafamızı karıştıran uzun cümleler istediğinden bu kitabı edebi olarak görmezler sanıyorum. Ama orada bir durun işte Agatha Christie az önce tezinizi çürüttü,aslında birçok yazar gibi. Her yazılan yazının edebi değer taşıdığını,ilgi görsün görmesin her kitabın kendi okuyucusu açısından çok değerli olduğunu söylüyorum ben. Kitap ırkçıları benden uzak dursun. Okuduğu kitaplar daha süslü kelimelerle yazıldı diye kendilerini benden üstün görenler öte gitsin. Çünkü onların hiçbir şey bildiği yok !



Kitap açıklaması:



İngilterenin kırsal kesiminde Noel zamanı bir ev düşünün. Şöminede odunlar çıtır çıtır yanıyor, birbirinden lezzetli yiyecekler konuklara ikram ediliyor. Böyle bir ortamda cinayet işlenebileceği hiç aklınıza gelir mi?
Hercule Poirot'nun yastığının üstüne bırakılan not, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını gösteriyordu. Ta ki karların içinde genç bir kızın cesedi bulunana dek...
Noel Kekinin Gizemindeki altı öyküde, Hercule Poirotnun gizemli cinayetleri çözümlemekte ne denli usta olduğunu görüyoruz.


270 sayfa



KIŞ OKUMA ŞENLİĞİ KAPSAMINDA OKUDUĞUM İLK 5 KİTAP



Bildiğiniz gibi kış okuma şenliği kapsamında 21 Aralık'tan beri bazı kategorilerde kitaplar okuyorum. her 5 kitapta bir yorum yapmayı düşünüyorum. 


1-Adem Ademoğlu'nun tek muzaffer günü- Gökçe İSPİROĞLU-Yitik Ülke Yayınları









Bu kitabı 19. kategori kapsamında okudum. hiç okumadığım Türk kadın bir yazarın kitabı.
Kısa sürede biten ince bir kitaptı. Alıp götüren konusu zaten bizden. Kırmızı Pazartesi'de olduğu gibi ilk sayfada sonuç açıklanıyor. sonrasında da o sonuca giden yolları görüyoruz. Bir Türk bayan yazardan büyük bir eser okuyormuş gibi hissettiren bir kitap okumak güzel bir duyguydu.






2-Noel Kekinin Gizemi-Agatha CHRİSTİE


Benim için yılın ilk kitabıydı.1. kategoride Altın kitap yayın evinden okumamız gereken kitaplar olarak okudum.Bu kitap için ayrı bir yazı yazacağım.



3-En Çok Beni Sev-Julia QUINN



16.kategoriden bir aşk romanı olarak okudum. Favorim Bridgertonları zaten her ay 2 kere okumaya özen gösteriyorum. Hem okuma hızım artıyor hem de çok eğleniyorum.

4-Günlerin Köpüğü- Boris VİAN



13. kategoride beyaz perdeye aktarılmış kitap olarak okudum. bu kitap için de ayrı bir yazı yazacağım.

5-Kar Tatili-Emanuel CARRERE


8.kategoride isminde kış mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen kitap olarak okudum. e kitap olarak okuduğumdan resmi yok. Ocak ayında okuduğumdan ayrı bir yazı yazacağim.




21 Aralık 2014 Pazar

KIŞ OKUMA ŞENLİĞİ





http://pinucciasbooks.blogspot.com.tr/ her mevsim için okuma şenliği düzenliyor. Ben buna yeni dahil olanlardanım. Keşfettiğim bu tatlı etkinliğin ayrıntılarını pinuccias'ın blogunda bulabilirsiniz. Ama kaba taslak anlatmam gerekirse. Her 3 ayda bir  kategoriler belirleniyor. O kategorilere göre kitap seçip okuyorsunuz ve okuduğunuz kadar puan kazanıyorsunuz. Şimdi gelelim benim seçtiğim kitaplara :)





KIŞ OKUMA ŞENLİĞİ İÇİN KİTAP LİSTEM 





1. Kategori (10 puan): Altın Kitaplar Yayınevi'nden bir kitap. 

                                               AGATHA CHRİSTİE-NOEL KEKİNİN GİZEMİ






2. Kategori (10 puan): Bir çizgi roman veya foto roman.
                   ARTHUR CONAN DOYLE-SHERLOCK HOLMES BASKERVİLLE CİNAYETİ







                3. Kategori (10 puan): Fantastik kurgu/bilim kurgu/distopya/steampunk vb. türde bir kitap.

GARETH ROBERTS-DOCTOR WHO SHADA





4. Kategori (10 puan): Adında bir akrabalık ilişkisi geçen bir kitap.


                     BU KATEGORİYE UYGUN HENÜZ KİTAP BULAMADIM. DÜŞÜNECEĞİM :)




5. Kategori (10 puan): Bir şiir kitabı.


ÖZDEMİR ASAF-DOKUZA KADAR ON




6. Kategori (10 puan): Yasaklanmış bir kitap.

KÜÇÜK PRENS



7. Kategori (10 puan): Tarihi kurgu türünde bir roman.

                                         JOJO MOYES-ARDINDA BIRAKTIĞIN KADIN



                                8. Kategori (10 puan): İsminde kış mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen veya olayların karda kışta geçtiği bir kitap.

DEBBİE MACOMBER- KAR TANESİNİN BİR BİLDİĞİ VAR




          9. Kategori (10 puan): Bir yazarın tavsiye ettiği bir kitap.

SON ÇAREM-SABRINA JEFNES



                              10. Kategori (10 puan): Yayınlanmış tek bir romanı olan bir yazarın "o" romanı.

                                                      SEÇİL OĞUZ- SENEDE BİR GÜN


                                 11. Kategori (10 puan): Mektuplardan veya anılardan oluşan bir kitap.

ESKİ BAHÇE-ESKİ SEVGİ-TEZER ÖZLÜ




                                12. Kategori (10 puan): İlkokulu bitirdiğiniz yıl ilk baskısını yapmış bir kitap.

2000 YILI

MİLAN KUNDERA-GÜLÜNESİ AŞKLAR




    13. Kategori (10 puan): Beyaz perdeye aktarılmış bir kitap. 

BORİS VİAN-GÜNLERİN KÖPÜĞÜ



                             14. Kategori (10 puan): 20. yüzyılda Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış bir yazardan bir kitap.

DÜŞÜNÜYORUM :)



                                   15. Kategori (10 puan):Goodreads'in "Ölmeden Önce Okunması Gerekn 1001 Kitap" listesinden bir kitap.

JANE AUSTEN-AKIL VE TUTKU




                                       16. Kategori (10 puan): Bir aşk romanı.



EN ÇOK BENİ SEV-JULİA QUİNN




                                     17. Kategori (10 puan): Size veya aynı evde yaşadığınız kişilere ait olmayan bir kitap.

                                                                GÜL SUNAL-KEMAL




                                    18. Kategori (Her kitap 10 puan, 2 kitabı da okuyana ekstradan 20 puan, toplam 40 puan)Bir Türk, bir yabancı yazardan birer öykü kitabı.



SABAHATTİN ALİ-SIRÇA KÖŞK
GUY DE MAUPPASANT-SEÇME ÖYKÜLER



                                   19. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 30 puan, toplamda 70 puan): Şimdiye kadar hiç kitabını okumadığınız dört yazardan birer kitap. Yazarların ikisi Türk, ikisi yabancı, ikisi kadın, ikisi erkek olmalı.
                                                FATMA ERDEK-MELEKLER ZAMANI
                                                İCLAL AYDIN-YAZ BİTMESİN
                                                THOMAS MANN-BÜYÜLÜ DAĞ
                                                HERMAN HESSE-SİDHARTA





                                       20. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplam 70 puan): Pulitzer veya Man Booker veya Goncourt veya Nebula veya Hugo ödülü kazanmış veya bu ödüller için finalist olmuş üç kitap.  


SADECE 1 TANE DÜŞÜNEBİLDİM. IAN MCEWAN-AMSTERDAM'DA DÜELLO.
EĞER BU KISIMA GELİR DE İHTİYAÇ DUYARSAM BAŞKA DÜŞÜNECEĞİM.



                                       21. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 30 puan, toplamda 70 puan): Dünya edebiyatından dört kitap. Kitapların biri Latin Amerika, biri Afrika, biri Asya ve biri Avrupa edebiyatından olmalı. Türk edebiyatı kapsam dışı.


HEPSİNDE KARAR KILMADIM HENÜZ. SADECE ASYADAN MURAKAMİ'Yİ SEÇEÇCEĞİM KESİN :)




                                    22. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplamda 70 puan): Türk bir yazardan bir üçleme veya aynı seriye ait üç kitap.


BAYAĞI DÜŞÜNMEM LAZIM. ÇÜNKÜ TÜRK BİR YAZARDAN SERİ ÇOK ZOR. Fİ Çİ Pİ YE ŞU AN SICAK BAKAMADIĞIM İÇİN BAŞKA BİR ŞEY DÜŞÜNÜRÜM EĞER İHTİYACIM OLURSA.





İşte eksik olsa da benim kış okuma şenliği listem :) okudukça yorumlarım eksik olmayacak tabi  buradan ve instagramdan :)